İklim Kanunu, Türkiye’nin çevre politikalarında bir dönüm noktası olacak. Yalnızca yasal düzenlemeler değil, aynı zamanda bireysel farkındalığın artması da bu süreçte önemli bir rol oynayacak. Kanunun hayata geçmesiyle birlikte, Türkiye’nin çevreye duyarlı bir kalkınma modeli oluşturması ve bu modelin diğer ülkelere de örnek teşkil etmesi bekleniyor.
Çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik kalkınma ve sosyal adalet arasında dengeli bir ilişki kurmayı hedefleyen bu düzenleme, Türkiye’nin gelecekteki iklim değişikliği politikalarının temel taşını oluşturacak.
İklim Kanunu Nedir?
İklim değişikliği, dünya genelinde ekonomik, sosyal ve çevresel etkileriyle en büyük tehditlerden biri haline gelmiş durumda. Türkiye, bu küresel sorunun çözümüne katkı sunmak amacıyla kapsamlı bir İklim Kanunu hazırlamış ve bu yıl yürürlüğe koymayı planlamaktadır. İklim Kanunu, sürdürülebilir bir çevre politikası oluşturmayı hedeflerken, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmayı, karbon emisyonlarını azaltmayı ve doğal kaynakların verimli kullanılmasını teşvik etmeyi amaçlıyor.
Kapsam ve Hedefler
İklim Kanunu, sanayi, tarım, enerji, ulaşım ve şehirleşme gibi farklı sektörleri kapsayan geniş bir düzenleme paketi içermektedir. Temel hedefleri şunlardır:
- Karbon salınımını 2030 yılına kadar %40 oranında azaltmak.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarının payını %50’ye çıkarmak.
- Su kaynaklarını koruyarak su yönetiminde etkinliği artırmak.
- Sıfır atık politikalarını yaygınlaştırmak ve geri dönüşüm oranlarını artırmak.
- Yeşil bina ve şehirleşme projelerini desteklemek.
Bu hedeflerle, Türkiye’nin 2053 yılına kadar karbon nötr bir ülke olma taahhüdü desteklenmektedir.
Yenilenebilir Enerji ve Yeşil Dönüşüm
Kanun, Türkiye’nin enerji sektöründe büyük bir dönüşüm gerçekleştirmesini öngörüyor. Güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerji kaynaklarının kullanımını artırmaya yönelik teşvikler sunulacak. Ayrıca, sanayi sektöründe enerji verimliliğini artıracak teknolojik yeniliklerin uygulanması teşvik edilecek.
Yeşil dönüşüm kapsamında, karbon ticaret sisteminin oluşturulması ve şirketlerin karbon ayak izlerini azaltmaya yönelik projeler geliştirmesi desteklenecek. Türkiye’nin, Paris İklim Anlaşması kapsamında verdiği taahhütler doğrultusunda, emisyon ticaret sistemi gibi yeni finansal mekanizmalar uygulamaya konulacak.
Şehircilik ve Sıfır Atık Uygulamaları
Kanun, şehircilik alanında da önemli yenilikler getiriyor. Yeni yapılacak konut ve ticari binalarda enerji verimliliği kriterleri zorunlu hale gelecek. Sıfır atık politikası ise daha geniş kapsamlı olarak uygulanacak. Bu doğrultuda:
- Yerel yönetimlere geri dönüşüm altyapılarını geliştirmeleri için finansal destek sağlanacak.
- Kamu kurumlarında sıfır atık yönetim sistemleri zorunlu hale getirilecek.
- Vatandaşların atıklarını ayrıştırmalarını teşvik eden kampanyalar düzenlenecek.
İklim Adaleti ve Küresel İş Birliği
Türkiye, İklim Kanunu ile yalnızca ulusal düzeyde değil, küresel ölçekte de bir fark yaratmayı amaçlıyor. Bakan Murat Kurum’un ifadelerine göre, Türkiye’nin iklim değişikliği üzerindeki tarihsel sorumluluğu düşük olsa da, ülke küresel sorumluluk almayı sürdürecek. Bu bağlamda, iklim krizinin yükünün adil bir şekilde paylaşılması gerektiği vurgulanıyor.
Küresel iş birliğinin artırılması hedeflenirken, finansal destek mekanizmalarının oluşturulması ve gelişmekte olan ülkelerin bu süreçte desteklenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
