İstanbul’un büyüleyici adalarından Büyükada’da yer alan Mizzi Köşkü, mimari yapısı ve tarihi geçmişiyle dikkat çekmektedir. “Kırmızı Köşk” olarak da bilinen bu yapı, hem görselliği hem de tarihiyle ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor.
Mizzi Köşkü Nerede?
Mizzi Köşkü, İstanbul’un Adalar ilçesine bağlı Büyükada’da, Çankaya Caddesi üzerindeki 31 numaralı adreste bulunmaktadır. Nizam bölgesinde konumlanan köşk, çevresindeki çam ağaçları ve diğer tarihi yapılarla bütünleşerek ziyaretçilerine nostaljik bir atmosfer sunmaktadır. Ada halkı tarafından “Kırmızı Köşk”, “Al Palas” veya “Kırmızı Kuleli Köşk” gibi isimlerle de anılmaktadır.

Ne Zaman ve Kim Tarafından Yapıldı?
Mizzi Köşkü’nün yapım tarihi konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Genel kabul gören görüş, köşkün 19. yüzyılın ortalarında, yaklaşık 1860-1870 yılları arasında Malta kökenli bir İngiliz vatandaşı olan George Mizzi tarafından inşa edildiği yönündedir. Bazı kaynaklar ise, 1894 depreminden sonra ünlü İtalyan mimar Raimondo D’Aronco tarafından yeniden tasarlandığını belirtmektedir.

Mimari Özellikleriyle Büyülüyor
Mizzi Köşkü’nün mimarisi, Büyükada’daki diğer yapılardan farklılık göstermektedir. Orta Çağ şatolarını andıran kuleli yapısı, kırmızı tuğla kaplı dış cephesi, geniş terasları ve süslü pencereleriyle dikkat çekmektedir. Eklektik tarzda inşa edilen köşk, Batı mimarisi ile Osmanlı detaylarını başarılı bir şekilde harmanlamaktadır.

Geçmişten Günümüze Mizzi Köşkü
Zaman içinde farklı amaçlarla kullanılan Mizzi Köşkü, 1930’lu ve 40’lı yıllarda “San Remo Oteli” olarak hizmet vermiştir. Büyükada’nın yaz turizmi merkezi haline gelmesiyle birlikte köşk, yerli ve yabancı turistlere konaklama imkanı sunmuştur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise uzun süre kapalı kalmış, 1952 yılından itibaren ise yazlık konut olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Kültürel Bir Miras
Mizzi Köşkü, mimarisi kadar taşıdığı anılarla da Büyükada’nın hafızasında önemli bir yere sahiptir. Ada sakinleri ve ziyaretçileri için önemli bir simge olan bu yapı, zamana karşı direnerek İstanbul’un kültürel mirasında özel bir yer edinmiştir. Fotoğrafçılar ve hikaye anlatıcılarının ilgisini çeken köşk, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır.