Cüneyt Özdemir, Cem Yılmaz ile keyifli bir sohbete imza attı. Mizahın zorlaştığı günümüzde, lüks dertler ve gerçek dertler arasında sıkışan komedyenin iç dünyasına yolculuk yapıldı. Sinema sevgisi, Erşan Kuneri'nin doğuşu, yeni projeleri ve özel hayatına dair samimi açıklamalarda bulunan Yılmaz, Türkiye’nin nabzını tutan bir komedyen olarak da dikkat çekti.
Mizahın Değişen Yüzü Gülmek Lüks mü?
Yılmaz, günümüzde mizah yapmanın zorluklarından bahsederken, "Eğlencesini yitiren ülke" benzetmesiyle dikkat çekti. Gülmenin bir lüks haline geldiğini ve gerçek dertlerin ağırlığı altında mizahın sıkıştığını ifade etti. "Gülmek lükstür" sözünün yanlış anlaşıldığını belirten Yılmaz, asıl amacının bilet fiyatlarıyla ilgili olmadığını, gülmenin hayattaki tüm çirkinliklere rağmen var olabilen nadir güzelliklerden biri olduğunu vurguladı.
Erşan Kuneri, Yeşilçam'a Tatlı Bir Alay
Erşan Kuneri karakterinin, Yeşilçam sinemasına bir saygı duruşu niteliğinde olduğunu belirten Yılmaz, bu karakterle hem o dönemin sinemasına tatlı bir alay yönelttiğini hem de saygısını gösterdiğini ifade etti. Yeşilçam'ın klişelerini, absürtlüklerini ve samimiyetini Erşan Kuneri karakterinde harmanladığını belirten Yılmaz, bu karakterin 80'ler Türk sinemasının bir yansıması olduğunu söyledi. Özellikle "Kötü Yol" filminin Erşan Kuneri'nin karakterine ilham verdiğini de sözlerine ekledi.
Sinema Tutkusu ve Çok Yönlü Sanatçılık
Kendisini sadece komedyen olarak tanımlamanın eksik kalacağını belirten Yılmaz, sinemaya olan tutkusunu, senaristlik, oyunculuk, yönetmenlik ve hatta müzisyenlik gibi farklı alanlardaki çalışmalarını anlattı. Kendi sinema dilini oluşturduğunu ve "single kamera drama" tekniğiyle özgün işler ortaya koyduğunu vurgulayan Yılmaz, çekim sürecinde montaj masasını sete kurarak anında geri bildirim aldığını ve bu sayede daha verimli çalıştıklarını belirtti.
Netflix ile Çalışmak ve Küresel Tepkiler
Netflix ile çalışmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Yılmaz, platformun kendisine sanatsal özgürlük tanıdığını ve işine karışmadığını söyledi. Erşan Kuneri'nin uluslararası alanda da ilgi gördüğünü, ancak yerel yapımların küreselde daha düşük izlenme oranlarına sahip olduğunu belirtti. İngilizce dublajın başarısından memnun olduğunu da ekledi.
Sahne Performansı ve Seyirci İlişkisi
Uzun yıllardır tek kişilik gösteriler yapan Yılmaz, sahne deneyimini ve seyirciyle olan ilişkisini anlattı. İlk defa gittiği şehirlerde daha meraklı olduğunu, ancak Almanya gibi alışkın olduğu yerlerde de aynı heyecanla sahneye çıktığını söyledi. Seyircinin enerjisinin performansını etkilediğini, Stockholm ve Kopenhag gibi beklenmedik yerlerde İstanbul gibi coşkulu bir seyirciyle karşılaştığını belirtti.
Özel Hayatı ve Babalık Deneyimi
Oğlu Kemal ile olan ilişkisinden de bahseden Yılmaz, endişeli babalar kulübüne üye olduğunu ve babalık deneyiminin zorlu ama tatlı yanlarını anlattı. Ayrı oldukları için oğlunun annesinin daha fazla sorumluluk üstlendiğini, kendisinin ise oğlunun daha çok arkadaşı gibi olduğunu söyledi. Çocukların hızlı büyümesinden ve onlarla iletişim kurmanın zorluklarından da bahsetti.
Yeni Projeler ve Gelecek Planları
Yılmaz, Erşan Kuneri'nin 90'lı yıllara kadar olan hikayesini anlatmak istediğini ve bu karakterle ilgili yeni projeler üzerinde düşündüğünü açıkladı. Gora filminin devamı niteliğinde olan "Gora For Gora" isimli bir proje üzerinde çalıştığını ve çekimlere 2025 Eylül'ünde başlayacağını duyurdu.
Cem Yılmaz, samimi ve içten açıklamalarıyla hem güldürdü hem de düşündürdü. Mizahın, sinemanın ve hayatın farklı yönlerine dair yaptığı tespitlerle Türkiye'nin nabzını tutan bir komedyen olduğunu bir kez daha kanıtladı. Yeni projeleriyle de izleyicilerini heyecanlandırmaya devam edeceği açık.
