Son günlerde, deprem bölgesindeki ağır hasarlı binaların enkaz kaldırma işlemlerinin ihaleye açılması, depremzedeler için yeni bir mağduriyet yarattığı iddialarını gündeme getirdi. Birgün yazarı Timur Soykan, bu ihalelerin, enkazların yıkımını üstlenen şirketlere bina içindeki değerli malzemeleri alma hakkı tanıdığını belirterek, durumu eleştirdi. Soykan, "Rant çeteleri ceplerini doldursun diye insanlar çürük binalara mahkum edildi ve on binlerce insanımızı kaybettik. Şimdi hayatta kalan depremzedelerin mallarına çöküyorlar" diyerek, yaşanan adaletsizliğe dikkat çekti.
İhaleler ve Yasal Düzenlemeler
Soykan'ın "Deprem ganimeti" başlıklı yazısında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın ihaleler için hazırladığı idari ve teknik şartnamelerin, valilikler ve kaymakamlıklara gönderildiği bilgisine yer verildi. Bu ihaleler gereği, ağır hasarlı binalardaki kapı, PVC pencere ve korkuluk gibi kullanılabilir malzemelerin de şirketlere hurda olarak geçeceği belirtiliyor. Teknik şartnamenin 22. maddesi, yüklenici tarafından yıkımı gerçekleştirilen binalardaki değerli malzemelerin ayrılacağını açıkça ifade ediyor.
İlk İhale Arsuz'da Gerçekleşti
Bu plan çerçevesinde, ilk ihale Hatay'ın Arsuz ilçesinde gerçekleştirildi. 300 bin metrekare alanda 1700 ağır hasarlı binanın yıkımı için açılan ihale, 18.5 milyon liraya Ali Yazar’ın şirketine verildi. Ancak birkaç gün sonra, ağır hasar gören binaların sahipleri, kapı, pencere gibi malzemeleri sökme girişimlerinde bulunduğunda, Konya merkezli şirketin görevlileri müdahale ederek, "Bu malzemeler artık bizim, devlet bize sattı, alamazsınız" dediler. Bu durum, depremde tüm mal varlıklarını kaybetmiş olan vatandaşlar için yeni bir şok yarattı.
Depremzedelerin Mağduriyeti
Arsuz’da 30 yıllık esnaf olan Ali Oruç, depremde döner lokantası ve inşa ettiği binaların ağır hasar gördüğünü belirtti. Oruç, depremden bu yana çadırda yaşarken, binasının karşısındaki boş araziye prefabrik bir lokanta açmak zorunda kaldı. Depremzedelerin, kendi mal varlıklarına yönelik bu tür müdahaleler, hayatta kalanlar için derin bir hayal kırıklığı yaratıyor. Ali Oruç ve diğer depremzedeler, yaşadıkları mağduriyetin çözümü için seslerini duyurmayı umuyorlar.