Marmara bölgesinde yaşanan depremin ardından, uzmanlar afetlerin psikolojik etkilerine dikkat çekiyor. Özellikle İstanbul'da meydana gelen sarsıntı, fiziksel hasara yol açmasa da deprem korkusunu yeniden tetikledi. İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Bülent Tansel, hem yetişkinler hem de çocuklar için uygulanabilir psikolojik destek yöntemlerini anlatarak, deprem korkusuyla başa çıkmanın yollarını açıkladı.
Deprem Korkusuyla Başa Çıkmak İçin Bilgi Edinmenin Önemi
Dr. Öğr. Üyesi Bülent Tansel, depremle ilgili doğru kaynaklardan bilgi edinmenin kaygıyı azaltacağını ve kontrol duygusunu pekiştireceğini vurguluyor. Tansel, "Deprem nedir, nasıl oluşur, ne zaman tehlike arz eder gibi konularda bilgi sahibi olmak, belirsizliği ortadan kaldırır ve 'ne yapacağımı biliyorum' düşüncesini güçlendirir" dedi.
Psikolojik Hazırlığın Önemi ve Stres Yönetimi
Deprem öncesinde yapılan hazırlıkların zihinsel dayanıklılığı artırdığını belirten Tansel, acil durum planı hazırlamanın, çıkış yollarını belirlemenin ve deprem çantası oluşturmanın bireyin kendini daha hazırlıklı hissetmesini sağladığını ifade etti. Yüksek stres anlarında nefes kontrolü ve içsel telkinlerin etkili olduğunu da sözlerine ekledi.
Çocuklarda Deprem Korkusunu Önlemenin Yolları
Çocuklara depremi yaşlarına uygun bir şekilde anlatmanın ve duygularını ifade etmelerine yardımcı olmanın önemine değinen Tansel, onlara "korkmak normaldir ama biz hazırlıklıyız ve birlikteyiz" gibi mesajlar verilmesi gerektiğini vurguladı. Çocukların korkularını oyun ve sanat yoluyla dışa vurmalarını sağlamanın da faydalı olacağını belirtti.
Ebeveynlerin ve Öğretmenlerin Dikkat Etmesi Gerekenler
Tansel, ebeveynlerin kendi kaygılarını çocuklara doğrudan yansıtmamaları gerektiğini, kriz anında sakin kalmanın çocuğun duygusal dengesini koruyacağını söyledi. Ayrıca, duyguların bastırılmadan ifade edilmesinin ve yaşananların paylaşılmasının önemine dikkat çekti.
Deprem Sonrası Travma Belirtileri ve Uzman Desteği
Yetişkinlerde uykusuzluk, iştahsızlık, huzursuzluk gibi belirtilerin sık görüldüğünü, çocuklarda ise alt ıslatma, parmak emme gibi davranışların ortaya çıkabileceğini belirten Tansel, bu belirtilerin uzun sürmesi durumunda mutlaka uzman desteği alınması gerektiğini vurguladı. Çocuklara yönelik psiko-eğitsel grup çalışmalarının da faydalı olacağını ifade etti.