Gazeteci Barış Terkoğlu'nun aktardığı bilgilere göre, Ayşe Barım kardeşiyle avukat görüşmesi yaptığı sırada fenalaştı. Silivri Cezaevi yetkilileri tarafından acil olarak hastaneye kaldırılan Barım'ın sağlık durumu hakkında resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak avukatı, müvekkilinin durumunun ciddi olduğunu ifade etti.
Kalp Yetmezliği ve Beyin Anevrizması Tespit Edildi
Barım'ın daha önce teşhis edilen kalp yetmezliği ve beynindeki iki ayrı anevrizma nedeniyle sağlık riski taşıdığı biliniyordu. Avukatı, müvekkilinin inme riski taşıdığını ve açık kalp ameliyatı için hazırlık yaptığını belirtti. Bu sağlık problemlerinin cezaevi koşullarında daha da kötüleşebileceği endişesi dile getirildi.
Tutuklama Süreci Gezi Parkı Soruşturmasına Dayanıyor
Ayşe Barım, 27 Ocak 2025'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklandı. Hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme" suçlamasıyla dava açıldı. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu tutuklama, Barım'ın sağlık sorunlarıyla birlikte daha da tartışmalı hale geldi.
Ameliyat Öncesi Kilo Vererek Hazırlık Yapmıştı
Ayşe Barım, tutuklanmadan önce açık kalp ameliyatına hazırlanıyordu. Sağlık durumunu iyileştirmek adına fazlalık kilolarını verdiği ve ameliyata uygun hale gelmeye çalıştığı öğrenildi. Ancak tutuklanması sonrası tıbbi sürecinin yarım kaldığı ve cezaevi koşullarının sağlık durumunu olumsuz etkilediği belirtiliyor.
Avukatı Sağlık Durumunun Ciddiyetini Vurguladı
Barım'ın avukatı, müvekkilinin ağır kalp hastası olduğunu ve beyin anevrizması nedeniyle yüksek risk taşıdığını belirtti. "Açık kalp ameliyatı planlanmıştı, ancak cezaevi koşullarında bu sağlık yönetimi mümkün değil. Müvekkilim için hayati tehlike söz konusu" ifadelerini kullandı.
Adli Süreç ve Sağlık Koşulları Tartışma Yarattı
Ayşe Barım'ın hastaneye kaldırılması, Türkiye'de tutuklu kişilerin sağlık hakları ve cezaevi koşulları konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Kalp yetmezliği ve beyin anevrizması gibi ciddi hastalıkları bulunan bir tutuklunun cezaevi ortamında yeterince korunup korunmadığı, kamuoyunun ve insan hakları kuruluşlarının dikkatini çekiyor. Önümüzdeki günlerde hem sağlık durumuna ilişkin gelişmelerin hem de adli sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu.
