Prof. Dr. Davut Alptekin, sıtmanın yanı sıra sivrisineklerin birçok virüs ve parazite taşıyıcılık yaptığına dikkat çekerek, sıtma mücadelesinin bırakılmasının büyük bir hata olacağını belirtti. Dünya genelinde sıtma vakaları azalırken, sivrisineklerle etkin mücadelenin yeni ortaya çıkan tehlikeli viral hastalıklar açısından hayati önem taşıdığını vurguladı. Türkiye'nin sıtma ile mücadelesinde Adana'nın özel bir yere sahip olduğunu ifade etti.
Türkiye'deki Sıtma Durumu
Prof. Dr. Alptekin, Türkiye'de yerli sıtma vakalarının 2014'ten bu yana görülmediğini hatırlattı. En son vakaların Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin'de kaydedildiğini, ancak bu vakaların nüks olarak kayıtlara geçtiğini ve sonrasında yerli vaka bildirilmediğini söyledi. Adana örneğini vererek, Sepici Mahallesi'ndeki sıtma vakalarının baraj çevresindeki sazlık alanların ıslah edilmesiyle sona erdiğini belirtti.
Dünya Genelinde Sıtma İle Mücadele
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) Kasım 2024 itibarıyla 44 ülkeyi sıtmadan arınmış olarak sertifikalandırdığını belirten Alptekin, hala 83 ülkede sıtma görüldüğünü, ancak 25'inde yıllık vaka sayısının 10'un altına düştüğünü ifade etti. Sıtma ile mücadelenin dünya genelinde devam ettiğini ve bu konuda hassasiyetin korunması gerektiğini vurguladı.
Yeni Tehditler: Batı Nil Virüsü ve Dang Humması
Prof. Dr. Alptekin, özellikle Batı Nil Virüsü (BNV) ve Dang hummasının Avrupa'da yaygınlaştığına dikkat çekti. Türkiye'de BNV'nin tespit edildiğini, Dang hummasının ise henüz resmi kayıtlarda olmadığını, ancak bu hastalıkların vektörleri olan Aedes aegypti ve Aedes albopictus türlerinin artık Türkiye'de de gözlemlendiğini belirtti. Bu durumun yeni riskler oluşturabileceğini söyledi.
Sivrisineklerle Mücadelede Etkinlik
Sıtma eradike edildi diye mücadelenin bırakılmasının büyük bir hata olacağını yineleyen Prof. Dr. Alptekin, insektisitlerin etkinliğinin bilimsel olarak test edilmesi, yalnızca sivrisineklerle değil, tatarcık, ev sineği ve kene gibi diğer vektörlerle de etkin mücadele yapılması gerektiğini vurguladı. Sivrisineklerin sıtmanın yanı sıra birçok virüs ve parazite taşıyıcılık yaptığına da değinerek, bu küçük canlıların halk sağlığı üzerindeki etkisinin asla küçümsenmemesi gerektiğinin altını çizdi. Etkin ve sürekli mücadele yöntemleri ile halk sağlığının korunması gerektiği ifade edildi.