2020'deki II. Karabağ Savaşı'nın ardından imzalanan ateşkes anlaşması, iki ülke arasındaki ilişkileri bir nebze olsun düzeltmişti. Ancak, Azerbaycan topraklarının işgali ve Karabağ üzerindeki kontrol mücadelesi, zamanla yeni gerginliklerin doğmasına neden oldu. 19 Eylül'deki operasyon, bu gerilimlerin birikmesiyle ortaya çıktı.
Çatışmaların Tırmanmasının Nedenleri
Karabağ'daki çatışmaların yeniden alevlenmesinin en önemli sebeplerinden biri, sınır hattındaki gerginlikler ve anti-terör operasyonunun tetikleyicisi olan provokasyonlardır. Yasadışı Ermeni grupların Azerbaycan askerlerine yönelik sistematik saldırıları ve mayın döşeme eylemleri, olayların patlak vermesinde etkili oldu.
Özellikle 9 Eylül 2023'te gerçekleştirilen sözde "cumhurbaşkanlığı seçimi", Azerbaycan için bardağı taşıran son damla oldu. Operasyonun hemen öncesinde, Hocavent bölgesinde meydana gelen iki ayrı mayın patlaması sonucunda, Azerbaycan ordusundan 9 asker hayatını kaybetti. Bu olay, Azerbaycan hükümetinin tahammül sınırlarını zorladı.

Gelişmeler ve Gelecek
Operasyonun ardından, 20 Eylül'de Rusya'nın arabuluculuğunda ateşkes anlaşmasına varıldı. Bu anlaşma gereği, Karabağ'daki sözde yönetim silahsızlanmayı kabul etti ve Azerbaycan hükümetiyle entegrasyon sürecine gireceğini bildirdi.
Jeopolitik Dinamikler ve Uluslararası Yanıtlar
Güney Kafkasya'daki bu çatışma, yalnızca Azerbaycan ve Ermenistan'ı değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeleri ve uluslararası güçleri de etkilemektedir. Bu bağlamda, tarafların jeopolitik konumları ve destekledikleri ülkeler, çatışmaların geleceği açısından belirleyici olacaktır. Geçmişteki savaşlar ve güncel olaylar ışığında, bölgedeki diplomatik ilişkilerin yeniden şekillenmesi beklenmektedir.
Karabağ'daki çatışmaların soğuk cephesi, sıcak savaşların gölgesinde şekillenmeye devam ediyor. Taraflar arasındaki ateşkesin sürdürülebilirliği, uluslararası toplumun nasıl bir tutum alacağına bağlı olarak belirsizliğini koruyor.