Laya, günümüzde ABD, Rusya ve Çin gibi küresel aktörlerin ön plana çıkmasına rağmen, Türkiye'nin de dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. "Türkiye, AB için vazgeçilmezdir" diyerek, Türkiye'nin önemi üzerine güçlü bir mesaj verdi. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin stratejik açıdan önemli olduğunun altını çizdi.
AB’nin Güç Kaybı ve Reform İhtiyacı
Laya, Avrupa'nın şu anki güç kaybının farkında olduklarını ve bu durumu aşabilmek için ciddi ekonomik reformlara ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Ekonomi, finans ve savunma alanlarında reformların şart olduğunu belirten Laya, bu değişimlerin demokratik temellere dayalı olması gerektiğini vurguladı. Laya, AB'nin geleceğini şekillendirecek bu reformların en önemli adım olacağını ifade etti.
Siyasi Mücadele ve Milliyetçilik Tehdidi
AB'nin reform yapabilmesi için "siyasi enerji" ve hızla hareket edebilme kapasitesine sahip olması gerektiğini kaydeden Laya, Avrupa’daki mevcut sorunun Avrupacılık ile milliyetçilik arasında sıkışmış olduğuna dikkat çekti. İtalya gibi bazı ülkelerde milliyetçi yönetimlerin popüler olduğunu belirterek, bu siyasi mücadelenin gerekliliğine vurgu yaptı.
ABD’deki Kırılma Dönemi
Laya, Donald Trump dönemiyle birlikte ABD'nin büyük bir kırılma dönemi yaşadığını ifade etti. Aşırı sağın ve teknoloji şirketlerinin, demokratik sistemleri zayıflatarak toplumu dönüştürmeye çalıştığını belirten eski bakan, bu girişimin AB'yi yok etmeyi hedeflediğini de sözlerine ekledi.
Türkiye’nin Küresel Rolü ve AB’nin Geleceği
Arancha Gonzalez Laya’nın açıklamaları, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerdeki artan etkisini ve AB’nin geleceği için kritik rolünü yeniden gözler önüne serdi. Türkiye, yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de önemli bir aktör haline gelirken, AB'nin bu yeni durumu nasıl karşılayacağı ise merak konusu.
