Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Ege Denizi'nde yaşanan Santorini Adası çevresindeki deprem fırtınasına dair önemli bilgiler paylaştı. Özçelik, Yunanistan ve Türkiye kıyılarındaki taşkın risk alanlarının metre metre haritalandığını belirtti ve "İzmir, Kuşadası, Güllük Körfezi'nde taşkın risk alanları geniş bir bölgeyi kapsıyor. Ancak İzmir'in iç körfezi ve adalar tarafından korunması nedeniyle bu bölgelerde tsunami riski daha düşük. En yüksek risk ise Bodrum'un güneyi ve Datça'nın uç kesimlerinde bulunuyor" dedi.
İzmir ve Kuşadası'nın Korunaklı Durumu
İzmir ve Kuşadası'nın bulunduğu bölgelerin tsunami riskinden daha az etkileneceği belirtiliyor. Özçelik, İzmir Körfezi'nin Urla Yarımadası ile kapalı olduğunu ve Kuşadası bölgesinin adalar tarafından korunduğunu söyledi. Bu bölgelerin, deniz taşkınları ve tsunami dalgalarına karşı daha güvenli olduğunu vurguladı.
Tehlikenin En Yüksek Olduğu Yerler Bodrum ve Datça
Bodrum'un güneyi ve Datça'nın uç kesimleri, tsunami riskinin en yüksek olduğu bölgeler olarak belirlendi. Doç. Dr. Özçelik, bu bölgelerin denizsel dalgaların etkisi altında kalabileceğini belirtti ve "Marmaris Körfezi de bu tehlikenin altında" diyerek riskin detaylarını açıkladı.
Girit, Rodos ve Mora Yarımadası Tsunami Etkisi Altında
Yunanistan'a bağlı Girit, Rodos ve Mora Yarımadası gibi adaların da tsunami etkisi altında kalabileceğini söyleyen Özçelik, bu bölgelerin Ege'deki sismik aktivitenin odağında yer aldığını belirtti. Özellikle bu bölgelerdeki halkın ve yetkililerin gerekli önlemleri alması gerektiğine dikkat çekti.
Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, afet yönetiminin en önemli unsurunun afet öncesi alınan tedbirler olduğunu belirterek, 2011'de Japonya'da yapılan araştırmalarla karşılaştırmalar yaptı. Özçelik, Türkiye'de de afet öncesi yapılan çalışmaların önemini vurguladı ve "Afet öncesi yapılan araştırmalar, bu tür doğal olayların etkilerini minimize etmek için kritik öneme sahiptir" dedi.
Deniz Taşkın Risk Alanları 5, 10 ve 20 Metre Zonları
Özçelik ve ekibi, Ege kıyılarındaki taşkın risk alanlarını 5, 10 ve 20 metre olmak üzere üç farklı zonla belirledi. Bu veriler, deniz taşkınlarının etkilerini anlamak ve riskli bölgelerdeki halkı uyarmak amacıyla alansal veri seti olarak kullanılıyor. Bu haritalar, gelecekteki tsunamik etkilerle mücadele etmek adına büyük önem taşıyor. Ege Denizi'nde yaşanan sismik aktiviteler ve tsunamik etkiler, Türkiye'nin kıyı bölgeleri için büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle Bodrum, Datça ve Yunan adaları bu riskten daha fazla etkilenebilir. Uzmanlar, afet öncesi tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çekiyor. Geliştirilen haritalar ve veriler, olası bir felakete karşı hazırlıklı olmak adına önemli bir kaynak sağlamaktadır.
