Yargıtay, aldatıldığını iddia eden bir erkeğin, gizli kamera kullanarak elde ettiği görüntüleri delil olarak kabul etmedi. Yerel mahkeme, gizli kamera kayıtlarının hukuka aykırı olduğuna ve zinanın ispatı için geçerli olamayacağına karar verdi. Bu durum, boşanma davalarında delil toplama yöntemleri hakkında önemli bir hukuki değerlendirme oluşturdu.
Gizli Kamera ile Zina Delili Sunulması
İstanbul'da yaşayan bir erkek, eşiyle olan ilişkisini sorgulayarak eve gizli kamera yerleştirdi ve eşinin iş arkadaşıyla yakınlaşma anlarını kayda aldı. Bu görüntüleri, boşanma davasında zina delili olarak mahkemeye sundu. Ancak Yargıtay, bu görüntülerin hukuka aykırı olduğunu belirterek, delil olarak kabul edilmedi.
Boşanma Davasında Çiftin Eşit Kusurlu Olduğu Kararı
Yerel mahkeme, çiftin boşanmasına karar verirken her iki tarafın da eşit kusurlu olduğuna hükmetti. Kadının evi terk etmesi ve erkeğin gizli kamera kullanarak delil elde etmeye çalışması, her iki tarafın da eşit derecede hatalı olduğunu ortaya koydu.
Yargıtay’dan Hukuka Uygun Delil Uyarısı
Yargıtay, delil elde etme yöntemlerinin hukuka uygun olması gerektiğine dikkat çekti. Gizli kamera gibi yöntemlerle elde edilen delillerin, yasaların öngördüğü kurallara aykırı olduğunu ve cezai sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
Hukukçu Dilek Yüksel’den Önemli Uyarılar
İstanbul Barosu Avukatı Dilek Yüksel, gizli kamera kullanmanın hukuka aykırı olduğunu belirterek, boşanma davalarında dikkatli olunması gerektiğini söyledi. "Delil elde etmek için suç işlememek gerekir. Hukuka aykırı deliller, davanın seyrini değiştirebilir ve kişiyi cezai sorumlulukla karşı karşıya bırakabilir," dedi. Yargıtay’ın verdiği bu karar, boşanma davalarında delil toplama yöntemleriyle ilgili önemli bir uyarıdır. Evlilikte yaşanan sorunların çözümünde hukuki yolların dışına çıkmak, kişilere ciddi sonuçlar doğurabilir.
