Kırklareli’nin İğneada bölgesinde planlanan üçüncü nükleer santral projesi, Çin’le yapılan görüşmelerde son aşamaya gelindiği duyuruldu. Ancak proje, Türkiye’nin nükleer enerjiye olan bağımlılığını tartışmaya açtı. Mühendislik ve enerji politikaları uzmanı Mahir Ulutaş, bu projelerin enerji güvenliği açısından gereksiz olduğunu ve Türkiye’nin ihtiyacı olan enerjiyi başka yöntemlerle sağlayabileceğini söyledi.
Ulutaş Türkiye’nin İlk Nükleer Santralı Bile Gereksiz
Ulutaş, Türkiye’nin enerji politikalarını eleştirerek, Akkuyu’daki nükleer santralin bile gereksiz olduğunu belirtti. "Akkuyu'nun sorunları ortada. Bu projelerle elektriğin ucuzlamayacağı da aşikar. Akkuyu’dan üretilen elektriğin yarısı, 15 yıl boyunca yüksek fiyatlarla alım garantisiyle satılacak" diyerek, projelerin ekonomik açıdan verimsiz olduğunu ifade etti.

Elektrik Fiyatları Düşmeyecek
Ulutaş, nükleer santrallerin elektriğin fiyatını düşürmeyeceğini savundu. Akkuyu’dan üretilen elektriğin, yüzde 50’sinin 15 yıl boyunca, 12.35 cent ortalama fiyatla alınacağını ve bunun Türkiye'ye büyük maliyetler getireceğini söyledi. Ulutaş, "Rusya’ya 15 yılda yaklaşık 45 milyar dolar ödeme yapılacak" diyerek bu projenin ekonomik yükünü vurguladı.
Çernobil ve Fukuşima Kazalarına Dikkat Çekildi
Ulutaş, nükleer santrallerin güvenlik risklerine de dikkat çekti. Çernobil ve Fukuşima’daki felaketleri hatırlatan Ulutaş, yeni teknolojilerin dahi kazaları engellemeye yetmediğini belirtti. "Nükleer enerji, ileri teknoloji değil, 1950’li yılların tekniklerine dayalı bir üretim yöntemidir" şeklinde açıklama yaptı.
Nükleer Santrallere İhtiyaç Olmadığına Vurgu
Ulutaş, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlamak için nükleer santrallere ihtiyaç duymadığını ifade etti. Ayrıca, bu projelerin enerji politikasına ve ekonomisine zarar vereceğini belirtti. Türkiye’nin enerjisini daha sürdürülebilir ve maliyet etkin yollarla temin edebileceğini vurgulayan Ulutaş, nükleer enerjiye karşı olduğunu yineledi.
İğneada’da yapılması planlanan üçüncü nükleer santral projesi, Türkiye'nin enerji politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Mahir Ulutaş’ın uyarıları, bu projelerin ekonomik ve güvenlik açısından ciddi riskler taşıdığına dair bir çağrı niteliğinde. Türkiye’nin enerji geleceği, alternatif ve daha güvenli kaynaklarla şekillendirilebilir.