Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Ercan Aksoy, Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay hatlarındaki son gelişmeleri değerlendirerek önemli uyarılarda bulundu. Özellikle Palu-Bingöl arasındaki bölgenin sismik boşluk oluşturduğunu ve bu durumun büyük bir tehlike arz ettiğini vurgulayan Aksoy, İstanbul'daki fay hatlarına da dikkat çekerek kırılmayan fayların potansiyel risk oluşturduğunu belirtti.
Palu-Bingöl Bölgesi Alarm Veriyor
Prof. Dr. Aksoy, Palu-Bingöl arasındaki bölgenin uzun zamandır deprem üretmediğini ve bunun sismik bir boşluk yarattığını ifade etti. Bu durumun, bölgede büyük bir deprem olasılığını artırdığını belirten Aksoy, Elazığ, Bingöl ve çevre illerin bu durumdan etkilenebileceğini söyledi. Depremin ne zaman olacağını bilmenin mümkün olmadığını ancak bu bölgenin riskli olduğunun altını çizdi.
Yedisu Fay Hattı'nda Büyük Deprem Riski
Yedisu fay hattının da benzer şekilde sismik boşluk olarak kabul edildiğini belirten Aksoy, bu bölgede 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem meydana gelme olasılığının bulunduğunu vurguladı. Fayın tamamının kırılacağını her zaman bilmenin mümkün olmadığını ancak en kötü senaryoya göre hazırlıklı olunması gerektiğini ifade etti.
İstanbul'daki Fay Hatları Mercek Altında
Prof. Dr. Aksoy, İstanbul'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi değerlendirerek, bu depremin Marmara fay hattının bir bölümünde meydana geldiğini belirtti. Bölgedeki kırılmayan fayların ne zaman deprem üreteceğini söylemenin mümkün olmadığını ancak bu fayların risk oluşturmaya devam ettiğini sözlerine ekledi.
6 Şubat Depremlerinin Ardından Normalleşme Süreci
6 Şubat depremlerinin ardından bölgede meydana gelen depremlerin normal olduğunu belirten Aksoy, kırılan fayların tekrar deprem üretebilmesi için belirli bir zaman geçmesi gerektiğini vurguladı. Kırılmayan bölümler üzerinde pek çok deprem meydana geldiğini ve bu durumun normal olduğunu ifade etti.
Yapılaşmada Dikkat Edilmesi Gerekenler
Prof. Dr. Aksoy, yüzey kırıklarının olduğu bölgelerde yapılaşma yapılmaması gerektiğini ve diğer yerlerde ise zemine uygun yapı tipinin seçilmesi gerektiğini vurguladı. 6 Şubat depremlerinden sonra çok yoğun bir saha çalışması yapıldığını ve zengin bir veri kaynağına sahip olunduğunu belirterek, bu verilerin yapılaşma kararlarında dikkate alınmasının önemine dikkat çekti.
