Beykoz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zeki Demirtaş, balıkçıların iki buçuk aydır müsilaj nedeniyle ciddi zararlar yaşadığını belirtti. "Ağlarımız parçalanıyor, av verimi düştü" diyerek tehlikenin boyutunu gözler önüne seren Demirtaş, özellikle Boğaz'daki balıkçıların durumdan büyük ölçüde etkilendiğini ifade etti. Ayrıca müsilajın bu yıl ilk kez kıyıya kadar geldiğini ve balıkçılığın yapılamaz hale geldiğini söyledi.
Deniz Altında Çamur Tabakası Oluştu
Bölgedeki balıkçı barınağında tekne sahibi Esat Demirkaya, deniz altında oluşan çamur tabakasının ağ atmayı imkânsız hale getirdiğini kaydetti. Demirkaya, müsilajın oltalara yapıştığını ve kötü kokular yaydığını belirtti. "Petrol kokusuna benzer bir koku var, balıklar kokuyor" sözleri, müsilajın sadece avcılığı değil, halk sağlığını da tehdit edebileceğini gündeme getirdi.
Moda Sahili'nde de Benzer Kirlilik Görüldü
Müsilaj sadece Beykoz'la sınırlı değil. Kadıköy Moda Sahili'nde de kıyı boyunca benzer bir kirlilik gözlemlendi. Uzmanlar, bu tür kirliliklerin geniş alanlara yayılma potansiyeline sahip olduğunu ve deniz ekosistemine ciddi zararlar verdiğini vurguluyor.
Müsilajın Kaynağına Dikkat Çekiliyor
Çevre sakinlerinden İbrahim Etemtiz, sorunun çözümü için biyolojik arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Atık su deşarj noktalarının yetersiz denetlendiğine dikkat çeken bölge halkı, mevcut durumun bu şekilde devam etmesi halinde İstanbul kıyılarında denize girmenin imkânsız hale geleceği uyarısında bulundu.
Uzmanlar ve Yetkililere Çağrı: Temizlik Derhal Başlamalı
Balıkçılar ve bölge halkı, yetkililere iki aydır bilgi verdiklerini, ancak henüz ciddi bir müdahale yapılmadığını ifade ediyor. Özellikle Adalar ve Haliç'ten gelen akıntılar nedeniyle Beykoz gibi yeni bölgelerin de etkilenmesi, müdahalenin kapsamlı olması gerektiğini gösteriyor. "Temizlik önce yoğun alanlardan başlamalı" diyen balıkçılar, İstanbul'un geleceği için hızlı ve etkili adımlar bekliyor.
İstanbul'un Denizi Alarm Veriyor
Müsilaj, sadece bir çevre sorunu değil; balıkçılık, turizm ve halk sağlığını doğrudan etkileyen çok boyutlu bir tehdit. İstanbul Boğazı'nın temiz kalabilmesi ve gelecek nesillere yaşanabilir bir deniz bırakılabilmesi için, acil ve kalıcı çözümler hayata geçirilmeli. Aksi halde, Marmara Denizi bir kez daha geri dönüşü zor bir tahribata sahne olabilir.
