Pentagon Sözcüsü Sean Parnell tarafından yapılan yazılı açıklamada, ABD Savunma Bakanı'nın Suriye'deki Amerikan askerlerinin konumlandırılmasıyla ilgili yeni bir talimat verdiği bildirildi. Açıklamaya göre, bu talimat doğrultusunda asker sayısı kademeli olarak azaltılacak ve sayı 1000'in altına düşürülecek.

Üç Askeri Nokta Tahliye Edildi
Pentagon açıklamasının ardından sahada da hareketlilik başladı. ABD askerleri, Haseke il merkezi ile Deyrizor ilindeki Koniko ve Ömer gaz sahaları çevresinde bulunan Hadra ve Fırat köylerindeki üç küçük askeri noktadan çekildi. Bu bölgelerde görev yapan askerler, ana üslere kaydırıldı. Haseke'deki askerler Rümeylan'daki üsse, Deyrizor'dakiler ise Koniko gaz sahası üssüne yönlendirildi.

ABD Basını: 600 Asker Geri Çekiliyor
The New York Times tarafından yayımlanan habere göre, ABD'nin Suriye'de yaklaşık 2 bin askeri bulunuyor. Ancak Trump yönetimi, bu sayının 1400'e düşürülmesine karar verdi. Buna göre, 600 Amerikan askerinin bölgeden çekilme süreci başlamış durumda. Ayrıca, Suriye'nin kuzeydoğusunda bulunan 8 Amerikan üssünden 3'ünün kapatılacağı da öne sürüldü.

ABD Askerleri Enerji Sahalarına Yoğunlaşıyor
ABD, Ekim 2019'da başlatılan Barış Pınarı Harekatı sonrasında, harekat bölgesinden çekilerek petrol ve gaz sahalarına odaklanmıştı. Günümüzde ABD güçleri, özellikle Fırat'ın doğusundaki Haseke, Rakka ve Deyrizor illerinde ve Halep'e bağlı Aynularab (Kobani) ilçesinde konuşlanmış durumda. AA'nın saha tespitlerine göre, Amerikan askerleri bu bölgelerde 21 üs ve askeri noktada varlık gösteriyor.

PKK/YPG'nin Kontrolündeki Bölgelere Dikkat Çekildi
Suriye'nin kuzeydoğusunda ABD askerlerinin bulunduğu bölgeler, terör örgütü PKK/YPG'nin işgali altında bulunuyor. ABD'nin bu bölgelerdeki askeri mevcudiyetini azaltma kararı, yerel dengeler üzerinde etkili olabilecek yeni bir süreci başlatabilir. Uzmanlar, bu adımın bölgedeki güç boşluğuna neden olabileceği görüşünde.
ABD'nin Suriye'deki asker sayısını azaltma kararı, yalnızca askeri bir strateji değişikliği değil; aynı zamanda bölgedeki jeopolitik dengeleri etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Önümüzdeki süreçte hem sahadaki gelişmeler, hem de ABD'nin Orta Doğu politikası daha yakından izlenmeye devam edecek.